Cumartesi, Temmuz 29, 2006

ANNE KALBİ

Hazreti Peygamberimiz (s.a.s.) ashabıyla oturmuş sohbet ediyordu. Bir kadın sahabe Resulullah'ın huzuruna telaşla girerek:
- Ya Resûlellah! Şu anda kocam ölüm eşiğinde, belki biraz sonra ölmüş olacak... Yalnız yanında kelime-i şehadet getirdiğimi anladığı ve kendiside getirmeye çalıştığı halde şehadet kelimesi getiremiyor. Kocamın imansız gitmesinden korkuyorum. Bu hususta bir yardımınızı bekliyorum, dedi.
Hazreti Peygamberimiz:
- Kocan sağlığında ne gibi kötü harekette bulunurdu? diye sordu.
Kadın hiçbir kötü amelinin olmadığını, namazını kılıp her türlü ibadetini noksansız yerine getirmeye çalıştığını söyledi.
Bu sefer Peygamberimiz:
- Kocanızın dünyada kimi var? diye sordu.
Kadın ihtiyar bir annesi olduğunu söyleyince Peygamberimiz (s.a.s.) kadının kocası Alkama'nın anasını huzura çağırdı. Hazreti Alkama'nın anası, Hazreti Peygamberimizin huzuruna çıktı. Peygamberimiz:
- Oğlun sana karşı nasıl hareket ederdi? Oğlundan memnunmusun? diyr sordu.
Alkamanın anası:
- Ya Resulullah, oğlum evleninceye kadar çok iyi muamele ederdi. Evlendikten sonra hanımını dinledi, bana hor bakmaya başladı. Hatta son zamanda evini bile ayırdı. Ben de üzüldüm, onun bu hareketine, dedi.
Peygamberimiz (s.a.s.) yaşlı kadına; oğlunun ölüm döşeğinde olduğunu, hakkını helâl etmediği takdirde cehennem azabı çekeceğini söylediyse de kadın:
- Hakkımı helâl etmem ey Allah'ın Resûlü, dedi.
Alkama ise evde yatıyor, hâlâ şehadet kelimesi getiremiyordu.
Hazreti Peygamberimiz, kadının annelik şefkatini harekete geçirmek için, orada bulunanlara:- Bana biraz odun hazırlayın, diye emir verdi.
Kadın hayretle :- Odunu ne yapacaksın ya Resûlellah! diye sormaktan kendini alamadı.Çünkü o da şüphelenmişti.
Peygamber Efendimiz :
- Oğlunu yakacağım... Zira yarın cehennemde yanacağına cezasını burada çeksin, daha iyi buyurunca, kadın dayanamadı,- Oğlumun gözümün önünde yanmasına razı olamam ya Resûlellah ! Ona hakkımı helal ediyorum, dedi.
Murat hasıl olmuştu... Hazreti Peygamberimiz, Bilâl-ı Habeşi Hazretlerini göndererek :
- Git bakalım, Alkama ne haldedir? buyurdular.
- Bilâl-i Habeşi Alkam'nın yanına varıp şehadet kelimesei telkin ettiğinde, Alkama'nın dili açılmıştı :
- Lâ ilâhe illallâh, Muhammedür Resûlüllah, deyip ruhunu Allah'a teslim etti.

Kaynak:Büyük Dini Hikayeler,İ.Sıddık İmamoğlu,Osmanlı Yayınevi

Cuma, Temmuz 28, 2006

HZ.FATIMA


Efendimiz(s.a.v),bir gün sahabelerden birine"Fatıma hasta ,benimle birlikte onu ziyarete gelir misin?"diye sorar.Sahabe memnuniyetle kabul eder,beraberce yürürler.

Peygamber(s.a.v)kapının önünde selam verir kızına ve "yanındakiyle beraber,içeri girebilir miyiz?"der.Fatıma,babasına yanındakinin kim olduğunu sorar,zira üzerinde kendisini tam anlamıyla setredecek bir örtüsü yoktur.Efendimiz(sav),kapının önünden kendisine nasıl örtünmesi gerektiğini anlatır;"onu şöyle şöyle yap"diyerek tarif eder.Giysisini bu şekilde düzenleyen Fatıma'nın bu seferde başı açık kalmıştır."Başımı örtecek bir şey yok" der Fatıma.Resulullah(sav),üzerindeki aşınmış ve solgun bir örtüyü,kapı aralığından içeri doğru uzatır.Örtünen Fatıma,misafirleri içeri alır."Kendini nasıl hissediyorsun evladım?"diye sorar ciğer paresine babası (sav)...

Fatıma,birkaç gündür ağzına ekmek dahi koymamıştır."Ağrım var ey babam,devamlı olarakta artıyor"diye cevap verir.Bunun üzerine Resulullah (sav);"Dünya ve ahiretde kadınların hanımefendisi olmaya razı değil misin (evladım)?"diye sorar...*

Bu sıralar bu kitabı okuyorum.Sizinle bir kesit paylaşmak istedim...


*Ebu Nuaym,Hilye,c:2.s:42

Perşembe, Temmuz 27, 2006

KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN


"Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir."

Üç ayların ilki olan Receb’in ilk Cuma gecesi Regaib Kandilidir.Yüce Allah’ın ilahi ihsan ve manevi hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi, samimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilmelerinin ümit edilmesi ve müminlerce gönülden arzulanması sebebiyle bu geceye “Regâib” denilmiştir.

Bu aylara "Çok sevaplı ibadet ayları" diyen Bedüzzaman şöyle işaret ediyor :"Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzamada üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar." (Şualar, 416)

İdrak ettiğimiz mübarek Regaib Kandili vesilesiyle, ruhumuzu karartan kötü duygu ve düşünceleri kalplerimizden atalım. İbadetin zevkinden bizi mahrum eden nefsin kötü arzularını frenleyelim. Gönül dünyamızı bulandıran haset, kin, düşmanlık gibi kötü duygulardan temizleyelim.

Kandiliniz mübarek olsun...

Cumartesi, Temmuz 22, 2006

ÜÇ AYLAR


İslâm'ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylardan Recep, Şaban ve Ramazan ayları..Bu ayların Müslümanlarca önemli ölçüde değer kazanmasının sebepleri arasında Hz. Peygamber (s.a.s)'in bu aylar hakkında verdiği haberler gösterilebilir. Rasûlüllah (s.a.s) bir hadis-i şerifinde; "Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır" buyurmuştur. Ayrıca Peygamber Efendimiz, Receb ayı girince, " Âllahım! Receb ve Şabanı bize mübarek kı!! Bizi Ramazana ulaştır" diye dua ederdi.

Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaib gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine, Mirac gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlar.Hz. Peygamber (s.a.s) Şaban ayında çok oruç tutardı. Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s)'ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: "Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim" (Tecrid-i Sarih, VI, 295).

Receb ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazanı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira Receb ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaib, Mirac ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir gecesinde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır

Bu nedenle özellikle, bu aylarda bol bol istiğfar etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur'ân okumak ve dua etmek en uygun davranışlardır.

Çarşamba, Temmuz 19, 2006

TEKRAR MERHABA


Merhaba arkadaşlar;

Tatil bitti sayılır..Fiziksel yorgunluk kadar,zihinsel yorgunlukta çok mühimdir muhakkak!Ama bu kadar istirahat kafiidir sanırım..

Yeni sezonu tam olarak başlatmamış olsam da;sizlerle hasbihal etmek istedim.Bu vesileyle sizlere tekrar,yine yeniden merhabalar..Yeni ufuklara yelken açma zamanı geldi sanırım..Rabbim hayırlara vesile kılsın inşallah!Paylaşmak için,eğlenmek için ve de en önemlisi öğrenmek için tekrar bloglardayım.Vesselam..

Çarşamba, Temmuz 05, 2006

EY SEVGİLİ


Yalnızlığın pençesinde,
Sensizliğin girdabındayım.
Her akşam senin hayalinle yatar,
Senin hasretinle kalkarım..

Hasretin kavurur yüreğimi,
Bir Temmuz güneşi misali,
Gözlerim anlatır sevgimi,
Masum bir çocuk gibi..

Çok zaman oldu ayrılalı;Yar..
Hasretin, ta içimi yakar..
Yıllar birbirini kovalar..
Vuslata daha,ne kadar var?

Pazartesi, Temmuz 03, 2006