Cumartesi, Nisan 29, 2006

NEREYE KADAR FEDAKARLIK?

Sayın Hüseyin Gülerce'ninhttp://www.haber7.com/haber.php?haber_id=153362 buradaki değerlendirmesini okuyunca,beni bir düşünce aldı.

Sayın yazarın fikirlerine kısmen katılmakla birlikte maalesef büyük çoğunluğuna katılmıyorum.Temelde tespitleri,uslübu doğru bulmakla birlikte; getirdiği örnek ve önerilere kesinlikle katılmıyorum.

"Neden üst bürokrasiye getirilen, getirilmek istenen insanların hep eşlerinin başları örtülü çıkıyor? Belki böyle bir ölçünüz yok; ama bu konuda yanlış anlaşılmalara fırsat vermeme hassasiyetinizin olması gerekmez mi?"Özellikle bu cümlesini çok yadırgadım.

Hayır gerekmez efendim neden gereksin?Ülkemiz sosyal,demokrat,laik hukuk devletiyse'ki öyledir, gerekmez.

"Demek, renklilik isteği yok, demek farklılıklara şans yok"bu cümle de beni çok düşündürdü.Bir yanda başörtülü bacılarımız üniversitelere giremezken,yeni yeni kamusal alanlar icad edilirken,imam hatiplerin önü kapanırken renklilik istemeyen kim acaba diye sormazlar mı?

Daha fazla demokrasi,insan hakları,özgürlük,hukuk istemek ülkemizin birliğini,dirliğini,istakrarını,huzurunu kaçırmak mı demek?Elbette hayır.Diyalog,hoşgörü elbet gerekli hatta elzem.Ama bunu yaparken de bence sınırları,başlangıcı,sonucu belli olmalı.Sonra diyalog karşılıklıdır.Tek taraflı diyalog olur mu?

Perşembe, Nisan 27, 2006

Ben_Boyle_Olmamaliydim



Salı, Nisan 25, 2006

GIYBET

Rasulullah(s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Gıybet nedir bilir misiniz?Kardeşini,hoşlanmadığı bir şeyle anmandır.Söylediğin şayet onda varsa,ona gıybet ettin demektir.Eğer onda yoksa,ona bühtan etmiş olursun."Müslim/Birr/70

Cuma, Nisan 21, 2006

EL-EZKAR

Osman bin Affan(r.a)'den:Rasulullah(s.a.v)şöyle buyurdu:Bir kul her günün sabahında ve akşamında üç defa:"Bismillahillezi layadurru maa ismihi şey'un filardi velafissemai vehuves semiul alim"Yani
"Adı anıldığı zaman ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar vermeyeceği Allah'ın adıyla ,O hakkıyla işiten ve hakkıyla görendir,"derse ona hiçbir şey zarar vermez.

Ebu Davud rivayetinde,"ona görülmedik kaza ve bela gelmez" denmiştir.

Ebu Davud/Edeb/5088;İbn-i Mace/Dua/3869

MÜFLİS KİMDİR?

Sevgili Peygamberimiz, “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sorduğunda, Ashâb: “Bize göre müflis, parası ve malı olmayan kimsedir” dediler. Peygamberimiz: “Şüphesiz ki ümmetimin müflisi; kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelip; şuna sövdüğü, buna iftira ettiği, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü, şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevabı başkalarına verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları bittiği için hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir”buyurdular. Müslim/Birr/59

Perşembe, Nisan 20, 2006

İRADE İLE ALAKALI..



Aciz kaldım zalim nefsin elinden
Şol dünyanın lezzetinden doyamaz.
Aynını almıştır gaflet gömleğin
Ömrünün gelip geçtiğini bilemez.

İlahi gaflet gömleğini giyene,
"Müslüman"der misin nefse uyana?
Kazanıp kazanıp verir ziyana
Hak yoluna bir pulunu koyamaz.

İlahi,gafletden uyar gözümü,
Dergahında kara etme yüzümü
Yunus eder,gelin tutun sözümü
Dünya seven,ahireti bulamaz.

YUNUS EMRE

Salı, Nisan 18, 2006

SABIR


Dinimizde ibadetler çeşit çeşitdir.Namaz,oruç gibi bedeni ibadetler olduğu gibi;zekat gibi mali ibadetde vardır.Hac ise,hem mali hem de bedeni ibadet kategorisine girer.İbadetler bunlarla da sınırlı değildir muhakkak.Mü'min kardeşine güleryüz göstermek,insanın evinin( helal yolundan çalışıp) nafakasını sağlaması da bir nevi ibadettir.Bu örnekleri daha da çoğaltmamız elbet mümkün..

Sabırda bir tür ibadet sayılır.Hz.Peygamber(s.a.v)"sabır,ancak musibetin ilk geldiği andadır."buyurmuşlardır.Bu dünya fanidir,yalandır.Aslolan,baki olan ahiret hayatıdır.Biz insanlarda bu yalan dünya da imtihana tabi tutuluyoruz.İmtihanın olmadığı yerde,altını,taştan topraktan;elması da kömürden tefrik etmeye imkan yoktur.Yüce Allah mülk suresinde şöyle buyurmaktadır:"O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır."/2

Rasulullah efendimizde:"Mü'minin misali,taze ekin demeti gibidir;rüzgar onu eğiltir,kimi kere yere yıkar,kimi kere de doğrultur.Eceli gelinceye kadar böyle devam eder.Münafığın misali ise;kendisine hiçbir şey dokunmayan dimdik erze ağacı gibidir.Sonunda bu ağacın sökülmesi bir defada olur."buyurmuşlardır.Buhari/Merda/1;Tevhid31

Ağrı, acı, tahammülü güç ve katlanması zor hâdise ve vakalar karşısında dişini sıkıp dayanma manalarına gelen sabır çeşit çeşitdir. Sabr lillah,billah,alellah,fillah,maallah,anillahtır.Bunlar ayrı ayrı mertebelerdir.Sabr lillah ilk mertebedir.

Yazımı Cenab-ı Mevla'nın iki ayet mealiyle bitirmek istiyorum;"Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.” Lokman suresi/17

"Allah sabredenleri sever"Al-i İmran/146

DİPNOT:Kendisini birebir olarak tanımadığım,ama bir vesileyle de uzaktan uzağa tanıdığım,linklerimde kayıtlı olmayan,uzaktan uzağa bloğunu takip ettiğim bir kardeşimizin bloğunda yazdıklarından etkilenerek, ele alınmış bir yazıdır.

...

Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünya da bıraktığın eserlere de kıymet verme.
Mesnevi-i Nuriye
Hidayet büyük bir nimettir,vicdani bir lezzettir ve ruhun cennetidir.
İşaret-ül İcaz

Cumartesi, Nisan 15, 2006

ÜMMET-İ MUHAMMED VE ÖZELLİKLERİ

" Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir."buyurmaktadır yüce yaratıcı.Al-i İmran suresi/110
Bir başka ayet-i kerimede ise, yüce yaratıcı bu konuyla ilgili, şöyle buyurmaktadır;
"Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet29 yaptık. Her ne kadar Allah’ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resûl’e tabi olanlarla, gerisin geriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık. Allah imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.30"Bakara suresi/143

Hz.Muhammed(s.a.v)parmaklarını birbirine geçirerek:"mü'min mü'mine karşı,birbirini bağlayan bir yapı gibidir"buyurmuşlardır.Bir başka hadisi şerifte ise Rasulullah efendimiz;"Birbirlerine merhamet,şefkat ve sevgi konusunda mü'minleri bir vücud gibi görürsün.Vücudun bir organı rahatsız olursa,diğer organlar uyumadan,hararetle birbirlerini ona çağırırlar."buyurmuşlardır.

Peki tek Allah'a inanan,tek kıbleye yönelen,tek kitabı okuyup ona inanan,ortak bir tarihe ve maziye sahip olan,davası evrensel olan biz muhammed ümmeti, nasıl oldu da bu özelliklerimizden uzaklaştık veya uzaklaştırıldık?

İslam alemine baktığımızda maalesef içler acısı tablo ortada.Peki bu tablo nasıl oluştu?Bizler örnek bir ümmet iken,bu perişan hallere nasıl düştük?Mutlaka belirli sebepleri vardır.Hem iç hem de dış sebepler.İnşallah gelecek yazılarda zaman zaman değinmeye çalışacağım.Selam ve dua ile..

Cuma, Nisan 14, 2006

NAMAZ

Namaz;dinin direği,kalbin nuru,mü'minin miracıdır.Namaz dini hayatımızın ayrılmaz bir parçası, günahlarla kirlenen gönlümüzü yıkamak için en büyük vesiledir.Allah'a yakarmanın,sığınmanın en güzel şeklidir.

Perşembe, Nisan 13, 2006

RAVZA-İ MUTAHHARA

Rasulullah efendimiz:"Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir."buyurmaktadır.Bir başka hadiste ise;"Benim şu mescidimdeki bir namaz,(mescid-i haram)dışında diğer mescidlerdeki bir namazdan bin kat daha hayırlıdır."buyurmuşlardır.

Ya Rasulullah!Bu gönül senin dergahını,senin minberini,senin cennet bahçende namaz kılmayı arzular.Senin hasretinle bu gönül yanar.Bab-us selamdan girip huzuruna ulaşmayı;"Selam sana ey kerim peygamber,çok şefkatli ve merhametli yüce rasul,Allah'ın rahmet ve bereketi üzerine olsun" demeyi ister..


Sonra hemen yanı başlarında medfun olan dava arkadaşlarına selam vermeyi; "Selam sana ey Rasulullah(a.s)'ın halifesi Ebu Bekr es-Sıddik,ve Selam sana ey İslam'ı ızhar edip,yücelten,adaletle ve doğrulukla hüküm veren Hz.Ömer el-Faruk" demeyi arzular..

Sonra Cennet-ul bakiye uzanıp "selam size ey mü'minler yurdunda bulunanlar" demeyi,onları ziyaret etmeyi..Hurma bahçelerinin arasından kuba mescidine ulaşmayı,oradan cuma mescidine gitmeyi...
Rabbim ne zaman tekrarını nasip eder acaba?

Salı, Nisan 11, 2006

EN İYİ DOST


Bu sıralar yalnızım.Kalabalıklar arasında yürüyen,tek başına biri işte..Ne yapacağımı bilmiyorum?Karar aşamasındayım.Ama dünyam ve ahiretim için hangisi benim için hayırlı, kestiremiyorum?

Bazen kendimi denizin karşısında buluyorum aniden!Uzun uzun öteleri seyrediyorum.Martıların sesi,esen meltem rüzgarı biraz olsun rahatlatıyor içimi..Gel görelim o da fazla sürmüyor..

Dertlerimle başbaşa kalıyorum geceleri.Uykum kaçıyor birden!Rabbimin kapısını çalıyorum,ellerimi kaldırıyor dua ediyorum.Yüreğimi ona açıyor, ona iltica ediyor,ona sığınıyor ve sadece ondan istiyorum.Ve rahatlıyorum..

"Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır."Bakara suresi/107

Rabbim! Sen benim melce'im,
sen benim sahibimsin.
Hem evvelsin,hem ahirsin.
Sana olan muhabbetim,
Ömür boyu bitmesin!

Cumartesi, Nisan 08, 2006

MEVLİD KANDİLİ


Rabiulevvel ayının 12.günü,alemlere rahmet olarak gönderilen iki cihan güneşi,Hz.Peygamber(s.a.v)bu dünya'ya teşrif ettiler.Müslümanlar tarafından işte bu gece mevlid kandili olarak kutlanır.

Yüce Yaratıcı'nın insanlığa gönderdiği en son Peygamber Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)dir.O'nun taşıdığı mesaj evrenseldir.Allah,rahman sıfatının bir gereği olarak,Hz.Muhammed(s.a.v)'i tüm insanlığa rahmet olarak göndermiş,bütün insanlığında bu rahmet pınarından nasibini almalarını murad etmiştir.

Dinimiz hem inanç,hem de ahlak dinidir.En güzel ahlak sahibi olarak da Hz.Peygamberi(s.a.v)tanıtmıştır.Peygamberimiz bir hadislerinde "Güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim."buyurmuşlardır.Bir başka hadiste ise,"Sizin en hayırlınız,ahlak bakımından en iyi olanınızdır."buyurmuşlardır.Rabbim cümlemizi Peygamber ahlakıyla ahlaklanan insanlardan eylesin.Muhakkak'ki onlar hem dünyada hem ahiretde kurtuluştadırlar.

Hayatımızın rehberi,örnek şahsiyeti,Peygamber efendimizi daha yakından tanımalı,getirdiği evrensel mesajı anlamalı,anlatmalı bunun için de onun hayatını daha fazla okumalı,hayatımızda da örnek almalıyız.

Bu vesileyle;Yarın gece inşallah idrak edeceğimiz kandilinizi bugünden tebrik eder,dualarınızı istirham ederim.Rabbim şefaatinden bizleri mahrum bırakmasın.

Çarşamba, Nisan 05, 2006

SARHOŞ..


Birçok haber sitelerinde okuyup,bugün de haber bültenlerinde tekrarını seyredince, içimden bunu da yazayım dedim.Belki bir çoğunuz aynı benim gibi bu habere rastlamışsınızdır.Ancak toplumun kanayan bir yarası olduğundan,bloğuma aldım.

Habere konu olan;ünlü mankenlerden,Deniz Akkaya idi.Gecenin ilerleyen saatinde bir bardan eğlenip ,çıkmış.Evine dönecek.Zil zurna sarhoş.Ama hiç tereddüt etmeden direksiyonun başına geçip yol almaya başlamışken,bir an da karşısına Trafik ekipleri çıkınca olan olmuş.123 promil alkollü çıkmış.Traji-komik tabloda böyle ortaya çıkıyor zaten!

Manken hanım sarhoş vaziyetde iki üniversite bitirdiğinden dem vursa da,yansıttığı tablo hiç de öyle değil. Başlıyor çevresindekilere,görevlilere,medya mensuplarına hakaretler yağdırmaya.Sonuç olarak;muhtemelen ifadesi alınıp serbest bırakılmıştır.

Bu haberi izlerken dinimizin bu konuyla ilgili hükmü,içkinin haram kılınması hatırıma geldi.Cahiliye döneminde de içki çok tüketilen bir meşrubatdı.Bakınız;dinimizin içki ile ilgili hükmü nedir?.

Bu konuyla ilgili Yüce Allah şöyle buyurmuştur:"- Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.22"Maide suresi/90

Rasulullah(s.a.v)de:"Sarhoşluk veren tüm içecekler,haramdır."buyurdu.Muttefekun Aleyh Hadisler/Yeme ve İçme Bölümü/1353

Hal böyle iken,üstelik sağlığa da zararlı olan bu mereti insanlar neden içerler,anlamış değilim?

Salı, Nisan 04, 2006

YİNE SOBELENDİM..

Şehnaz arkadaşımız sobelediği kişiler arasında benim de ismimi saymış.Bana da cevapları yazmak kaldı;

1-Tüm bilim adamları(Galileo, Einstein, Newton, Maxwell, Rudherford, Pascal, Buhr ) saklambaç oynuyorlar? Einstein sayıyor diğerleri saklanıyor.Einstein kimi sobelemiştir?
E=mc2 denkleminin fikir babası olan Einstein,Kütleçekim kuvvetini

olarak bulan Newtonu sobelemiştir.(Ne alakaysa?)

2-Okuduğunda seni en çok etkileyen kitap?
Beni okuduğumda en çok etkileyen kitap Kur'an-ı Kerimdir.


3-.Takip ettiğin dergi?
Düzenli olarak etmesemde;Altınoluk dergisi,zafer,sızıntı vs..


4-Günlük gazete?
Çok ehemmiyet vermem.Daha çok beğendiğim yazarları bünyesinde bulunduran gazeteleri tercih ederim.İ.Net üzerinden tüm gazetelere göz atmaya çalışırım.Önceliklerim Yenişafak,Zaman vs..bu şekilde devam eder..


5- En yaramaz çocukluk anım?
Düşünmeme rağmen maalesef öyle bir anımı hatırlayamadım.Galiba sakin bir çocukluk dönemim geçmiş.Ya da yaşlanmışız;-)

6--Tv yapımcısı olsam yapmak istediğim program
Ramazan ayı boyunca yayınlanan iftar,sahur proğramları formatında bir proğramı sezon boyunca yapmak isterim.
Sobelemek istediğim arkadaşlar Mustafa bey veAli Kahya kardeşimiz
Haydi kolay gelsin..

Pazartesi, Nisan 03, 2006

TESETTÜR VE MODA


Moda;Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik,demek.Kılık-kıyafet modası günümüzde çeşitli iletişim araçlarıyla,kısa süre içerisinde geniş kitlelere ulaşıyor ve tüketimine sunuluyor.Hem de öyle cazip kılınıyor ki insana bir an da herşeyi unutturabiliyor.

Müslüman kadının moda anlayışı, Kur'an-ı Kerim'in koyduğu sınırlar içerisinde olmalıdır.Kıyafetler mevsimine uygun,kendi arasında renk ahengi taşıyan ve sıhhi olmalıdır.

Tesettür, Müslüman kadını diğer kadınlardan ayıran en önemli unsurdur.Bu sebepdendir ki, mümin kadın diğer ibadetleri gibi tesettür konusunda da büyük bir itina göstererek, Allah (c.c.)'ın koyduğu sınırları zevkle korur.Nitekim Yüce Allah Ahzab Sûresi'nin 59'uncu âyetinde mümin kadınların nasıl tesettüre girecekleri ve örtünmenin sınırları hakkında şöyle buyurmuştur:

"Ey peygamber eşlerine ve kadınlarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle: onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur..." (Ahzab Sûresi, 59)

Kur'an da bir başka ayeti kerime de Yüce Allah şöyle buyuruyor:"Mümin kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçınsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar..." (Nur Sûresi, 31)

Rasulullah Efendimiz(s.a.v)de şöyle buyurmuştur:"Allah dövme yapan kadınlara,dövme yaptıran kadınlara,yüzünden tüyleri yolan kadınlara,güzellik için dişlerini dörpüleyip seyreten kadınlara,Allah'ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etsin!"Ebu Davud/Tereccül/4/4169

Tesettür,mü'min bayanın onurudur.Bunu da yaparken amaç daima Allah rızasını kazanmaktır.Ama Allah'ın emrini yerine getireyim derken,onun hoşnut olmadığı tarzda giyinir,moda diye sunulan giyim tarzlarını kendisine ölçü alır,gaflet batağına saplanır,tüketim çılgınlığına ayak uydurursa ne kadar onun rızasını kazanmış,Allah'ın emrine uymuş olur?Düşünelim..

Cumartesi, Nisan 01, 2006

AŞK VE İTAAT

"Aşkı şeytandan,itaatı da Adem'den öğrenmek gerek."

Hallac Mansur