Cumartesi, Aralık 30, 2006

KURBAN BAYRAMI

Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.
HAC SURESİ/37
Kurban bayramınızı tebrik eder,sağlık ve mutluluklar dilerim.

Çarşamba, Aralık 27, 2006

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Hani meşhur bir yaklaşım tarzı vardır."la takrab-us salata"yani "namaza yaklaşmayın"ama gerisi hazfedilir.Devamı nedir? "ve entum sukara" yani"sarhoş haldeyken".
Aynen onun gibi;eski başsavcı ortaya bir iddia atmış Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili anayasaya ithafen..Ne diyor o maddede;"Cumhurbaşkanı TBMM üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilecektir" .Bu maddeye binaen deniliyor ki;efendim meclisin üçte ikisi 367 milletvekiline tekabül ediyor.Dolayısıyla muhalefet olmadan seçimler yapılamaz.Yapılsa bile geçerli sayılmaz.


Peki gerçekten öyle mi diyor 102.madde?Bakalım.."En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye tamsayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir" demektedir..


Bu zihniyet umdukları çevrelerden gerekli desteği bulamayınca,türlü türlü oyunlara başvuruyorlar ki nafile,boşa kürek sallıyorlar.Hani demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanıyordunuz??Sizi gidi demokrasi ve hukuku kendine göre yontanlar siziii...


Pazartesi, Aralık 25, 2006

KADINA KARŞI ŞİDDET

Kadına karşı şiddet, en yaygın ve sık olarak rastlanılan kadının insan hakları ihlallerindendir.Bu şiddetin dünya çapında ne denli ağır ve yaygın bir sorun olduğu ortadadır.Üstelik bu şiddet genellikle kontrolsüz ve cezasız kalmaktadır.

Peki dinimiz kadına karşı yapılan şiddet olaylarına nasıl bakıyor?Hemen şunu belirtmekte fayda vardır.“Erkeğin kadınını dövmesi, güçlü olduğunu değil, güçsüz olduğunun göstergesidir.”Çünkü insanlar birbirleriyle konuşarak anlaşırlar.Dinimizde iffetsiz kadınlar için dahi, önce konuşmalarını, daha sonra başka yöntemlere başvurmalarını ve bunlar da yetmeyince, “hafifçe vurmalarını söyler. Pişman olup dönüş yaparlarsa, geçmişi unutup affetmelerini emreder. ”Nüşunuzdan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. ” (Nisa Suresi.34)

Ancak sudan sebepler için;yukarıdaki ayet-i kerimeyi de kendilerine mesned kabul edip,islam'ın özüne tamamıyla aykırı davranışlarda bulunulması ise, en hafif bir ifadeyle cehalettir.Dinimize baktığımızda insanlar arasında bir fark gözetilmediğini,üstünlüğün ancak takvada olduğunu görürüz.Nitekim Kur'an da şöyle buyurulmaktadır:”…Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır.”(Hucurat Suresi.13)

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz de erkekleri, kadınların hak ve hukukunu gözetmeye davet etmekte ve bu konuda: "Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkunuz! Zira siz onları Allah’ın bir emaneti olarak aldınız." buyurmaktadır.Başka bir hadis-i şeriflerinde de: "Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben de ehline karşı en hayırlı olanınızım." buyurur.Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, erkeklere, kadınlara daima iyi davranmalarını tavsiye ederek:"Mü’minlerin iman bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır." buyurmaktadır.

Veda Haccı’ndaki meşhur hutbesinde Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allah’dan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır.Kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır." buyurarak daha yedinci yüzyılda yüzyirmi dört bin müslüman hacı namzedine karşı, kadınların haklarını ilk olarak açıklamışlardır.Başka bir hadis-i şeriflerinde: "Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin demeyin, fena söz söylemeyin!" buyurmuşlardır.

Sonuç olarak;Dinimizde kadına şiddeti onaylayan, kadına karşı ayrımcılığı destekleyen hiçbir referans yoktur.Dinimiz kadın hakları üzerinde titizlikle durmuş ve kadını, hiçbir nizam ve sistemin veremediği müstesna bir makama sahip kılmıştır.

Cumartesi, Aralık 23, 2006

Çarşamba, Aralık 20, 2006

HACCIN FAZİLETLERİ

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haccla umrenin arasını birleştirin. Zira bunlar günahı, tıpkı körüğün demirdeki pislikleri temizlemesi gibi temizler."

Nesai, Menasik 6, (5, 115); İbnu Mace, Menasik 3, (2886)

Bir umre, diğer umreye arada işlenenler için kefarettir. Hacc-ı Mebrür'un karşılığı cennetten başka bir şey olamaz!

Buhari, Umre 1; Müslim, Hacc 437, (1349); Tirmizi, Hacc 90, (933); Nesai, Menasik 3, (5, 112),

Pazar, Aralık 17, 2006

AB

وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّه مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ BAKARA SURESİ/120

Son günlerde gelişen olaylarla birlikte şu ayet-i kerime'nin meali yine aklımdan çıkmaz oldu.Malum Avrupa birliği ülkeleri liderleri 8 maddeyi askıya alan kararı onayladılar.Ufacık Rumlar her istediğini yaptırıyor,buna karşılık tüm iyi niyetine,olumlu adımlarına rağmen sanki Türkiye cezalandırılıyor gibi!!Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum?

Cumartesi, Aralık 16, 2006

YAĞMUR DUASI


İçecek ve kullanacak suyu olmayan; hayvanları, bahçe ve tarlaları sulayacak kuyu ve nehir suları bulunmayan veya suları ihtiyacı karşılamaya yeterli olmayan bir yerdeki halkın, yağmur vermesi için Allah'a yalvarması, dua etmesi caizdir. Yağmur duası Peygamber Efendimiz ve onun halifeleri tarafından da yapılmıştır.

Hazreti Aişe (R.A.)'den nakledilmiştir:
Bazı kişiler, yağmur yağmadığı için kuraklıktan sıkıntıya düştüklerini Peygamber Efendimize söylemişler, bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
- "Yağmursuzluktan şikayet ediyorsunuz; halbuki Allah Teala; kendisine dua etmenizi emretmiş ve duanızı kabul edeceğini de bildirmiştir." (Ebu Davud, Salât, 260) dedikten sonra Allah'ın izni ile yağmur yağmıştır.

Peygamber Efendimizin bize nakledilen yağmur duası şudur:
*** "Allahümme, eskına ğaysen muğîsen henîen merîen ğadekan mücellilen seyhan ammen tabakan. Allahümme, eskine'l-ğayse ve lâ tec'alnaminelkanitîn. Allahümme, inne bilbilâdi ve'l-ibadi vel-hakkı minel-levâi ve'd-danki ma lâ neş-kü illâ ileyke. Allahümme, enbit lena Ezzer'a edirre lena eddar'a ve eskına min, berakâtissema'i ve enbit lena min berekâtı'l-arzı. Allahümme, inna nestağfiruke inneke künte ğaffaren feersilissemae aleyna midrara."
Anlamı: "Bize yardım eden, içimize sinen, bol ve faydalı olup her tarafı kaplayan ve her tarafı sulayan genel bir yağmur ihsan et.
Allah'ım! Bizi yağmurla sula, bizi ümitlerini kesmiş kimselerden etme. Allah'ım! İllerde,
kullarda ve yaratıklarda öyle bir güçlük ve darlık var ki, senden başkasına arzedemeyiz. Allah'ım! Bizim için ekinler bitir, hayvan memelerini sütle doldur, bizi göğün bereketlerinden sula ve yeryüzünün bereketlerinden bize ürün bitir. Allah'ım! Biz senden mağfiret dileriz. Şübhe yokki sen, çok bağışlayansın. Artık bize gökten bol bol yağmur yağdır."


Kaynak: Ömer Nasuhi BİLMEN, Büyük İslam İlmihali

Perşembe, Aralık 14, 2006

HAC YAKLAŞIRKEN...

Ramazan ayında yaşadığımız manevi hava neden hac aylarında yaşanmaz anlamış değilim?Çok fazla değil daha iki ay kadar önce ramazan ay'ı münasebetiyle yekvücut manevi bir atmosferin içerisindeydik.Sahur,iftar,teravih namazları vs...
Oysa şimdi..?Kafile kafile hacı adayları,İslam aleminin dört bir yanından mekke ve medine'ye akın etmesine rağmen bu heyecanlı ve duygusal manevi yolculuk sanki biraz gözardı ediliyor gibi...

Akşam saatlerinde Saudia tv de bir proğram izledim.İslam aleminden gelen bir grup hacı adaylarıyla yolculuğun başladığı memleketlerinden kutsal topraklara varıncaya kadar olan süreci;müslümanların duygularını,düşüncelerini,yaşadıklarını birebir izleycileriyle paylaşıyorlardı.Bugün kü proğramda Hindistanlı hacı adayları vardı.Yaşlı gözlerle duygularını anlatanlar,kutsal topraklara ayak basar basmaz gözleri pınar olan müslümanlar!Güzel bir proğramdı.Keza diğer bazı arap tv kanallarında Hac ile ilgili eğitici,öğretici proğramlar vardı.Bir süredir de devam ediyor bu proğramlar.

Bunları şunun için yazdım.Acaba bu manevi atmosferi daha bilinçli ve dolu dolu yaşamak için biz de böyle faydalı proğramlar yapamazmıyız?AynenRamazan ayında olduğu gibi.Oruç nasıl ki İslam'ın beş temel esasından biriyse,hac da islamın şartlarındandır.Tamam hac ibadeti herkese farz olmayabilir ama böylesine manevi bir iklimi yaşayabilmek için belki bir vesile olur...

Perşembe, Aralık 07, 2006

PEYGAMBERİMİZİN TEBLİĞİ


Biz seni ancak bütün insanlara bir müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar.

(Sebe Suresi, 28)

Peygamber Efendimizin (s.a.v) dini ve daveti umumidir,evrenseldir.Diğer Peygamberler gibi bir millete,bir kavme münhasır değildir.Cenâb-ı Hak, bir çok ayet-i kerimede bu hususu beyan buyurmuştur:"De ki: Ey insanlar! Ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın gönderdiği peygamberim..."

Bu davet ve tebliğ için Hudeybiye sulhu sonrası en uygun zamandı. Zira, anlaşma gereğince 10 yıl harp yapılmayacaktı.Hicretin 7. senesi, Muharrem ayı idi. Peygamber Efendimiz, birgün Ashab-ı Kiramı toplayarak şöyle buyurdu:"Allah, beni bütün insanlara rahmet olarak gönderdi. İslamı yayma hususunda bana yardımcı olun! Havarilerin Meryem oğlu İsa'ya muhalefetleri gibi, siz de bana karşı muhalefette bulunmayın!"
Sahabiler, "Yâ Resulallah! Havariler, Hz. İsa'ya (a.s.) nasıl muhalefet etmişlerdi?" diye sordular.
Resul-i Ekrem şöyle izah etti:"Benim sizi davet ettiğim vazifeye, o da Havarilerini davet etmişti. Ancak onun yakın yere gönderdiği kimseler isteyerek gidip selamete eriştiler. Uzak yere göndermek istedikleri kimseler ise, gitmekten kaçındılar. İsa (a.s.), bu durumu Allah'a arzetti ve şikayette bulundu."Gitmeye üşenenlerin her biri, gönderilecekleri milletlerin dillerini konuşur oldukları halde sabahladılar. İsa (a.s.), onlara, 'Bu, Allah'ın sizin için kesinleştirdiği, ve ehemmiyet verdiği bir iştir. Haydi gidiniz!' demişti. Onlar da gitmişlerdi!"
Bunun üzerine Sahabiler, "Yâ Resulallah," dediler, "biz sana bu hususta yardımcı olacağız, Bizi arzu ettiğin yere gönder" dediler.

Bunun üzerine Resul-i Kibriya Efendimiz, İslama davet maksadıyla Ashabından:
1) Dihyetü'l-Kelbî'yi Rum Kayseri* Heraklius'a,
2) Amr bin Ümeyye ed-Demri'yi, Habeş Necaşisi Ashame'ye,
3) Abdullah bin Huzafe'yi İran Kisrası Hüsrev Perviz'e,
4) Hanb bin Ebi Beltaa'yı Mısır Firavunu Mukavkıs'a,
5) Salit bin Amr'ı, Yemame Valisi Havza bin Ali'ye,
6) Şuca' bin Vehb'i Gassan Meliki Münzir bin Haris bin Ebi Şemir'e gönderdi.

Çarşamba, Aralık 06, 2006

HAC AYLARI

Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının." (Bakara, 197)"

Hac, sözlükte saygıdeğer makamlara isteyerek ziyarette bulunmak demektir. Dindeki anlamı ise ihrama girerek belli günde Arafatta bulunmak ve Kâbe'yi usûlüne uygun olarak ziyaret etmektir. Hac yapmak, namaz kılmak ve oruç tutmak gibi farzdır, yani Allah'ın emridir.

Hac, Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicret etmesinden 9 yıl sonra farz kılınmıştır. Bu yıl Peygamberimiz Hz. Ebu Bekir'i 'Hac Emiri' tayin etmiş, kendileri de bir yıl sonra yani hicretin onuncu yılı da haccetmişlerdir. Bu, Peygamberimizin ilk haccı olduğu gibi buna "Veda Haccı" denir. Çünkü Peygamberimiz bundan sonra -vefat ettikleri için- haccetmemiştir.

Pazar, Aralık 03, 2006

HAYATIN İÇİNDEN


Dün akşam bir arkadaşın evine ailece oturmaya gitmiştik.Sağolsunlar bizi çok iyi karşıladılar,misafir ettiler.Ama öyle bir sigara içiyorlar ki;içimiz dışımız sigara oldu.İşin açıkcası,dumanaltı olduk.Hatta pasif içici konumuna düştük.Ya bir şey de diyemiyorsun ama o kadar sigara içilir mi?Hep üstümüze sinmiş,içimize işlemiş...



Neticede bugün küçük oğlumu doktora götürmek zorunda kaldım.Zaten kendisinde bronşit var.Birkaç gündür öksürüyordu gerçi ama dün o ortamda daha da fenalaştı.Zaman zaman müdahale edip çocuğumu eşlerimizin oturduğu kısıma gönderdiysemde fayda etmedi.Zaten orada da sigara içen başka bir bayan daha varmış!!"bu arada biz gerici olduğumuz için böyle haremlik,selamlık şeklinde otururuz:)"

Velhasılı kelam bugün yavrumu aldım doktora götürdüm.Ateşi 39-40derecede seyrediyordu.İlaçlar v.s ancak akşamdan sonra biraz rahatlar gibi oldu.Ama ne yiyorsa kusuyor,çok halsizleşti.İnşallah kısa sürede toparlar kendisini.

Bu kafaylada doktordan çıktım hemen veliler toplantısına katıldım.Öğretmen arkadaşlarla beraber çocuklarımın eğitimiyle ilgili görüş alışverişinde bulunduk .Faydalı bir görüşme olmuştur umarım.



Akşamda Fenerbahçe-Galatasaray maçı vardı .Doğru düzgün seyretme imkanım olmadı ama yine yenilmişiz 2-1:((Böyle bir hafta sonunun tuzu biberi oldu işte ne yapalım?:)Allah beterinden saklasın efendim.Şimdiden iyi bir hafta diliyorum herkese...

Cumartesi, Aralık 02, 2006

...

GÜNÜN AYETİ
Şu bir gerçek ki, yeni bir oluşa koyulmak üzere geceleyin kalkan, yer tutma bakımından daha güçlü, söz bakımından daha etkilidir. MÜZZEMMİL 6
GÜNÜN HADİSİ
Abdullah bin Mesud (r.a): Rasulullah (s.a.v):Ancak iki konuda imrenme (haset) vardır: Allah'ın kendisine mal verip de bu malı hak yolda harcattığı kimse ile Allah'ın kendisine ilim (hikmet) verip de bu ilimle (hikmetle) hüküm veren ve bu ilmi (hikmeti) öğreten kimseye. buyurdu.(Buhari,ilim,15)
GÜNÜN DUASI
Ya Rabbi! Yaratılışımı / vücudumu güzelleştirdiğin gibi, ahlakımıda güzelleştir.

Hz.Muhammed Mustafa (S.A.V)