
Ve geçtiğimiz hafta...gerekli formaliteler,prosüdürler yapıldı ve göreve başladım.Ama bir yandan da düşünmeden edemedim.Bir tarafta yüzlerce ilahiyat fakültesi mezunları açıkta beklerken,diğer yandan önemli miktarda öğretmen açıklarının olması bir çelişki değil mi?Nasıl bir politikadır anlayamadım gerçekten!
Asıl acı tabloyu ise;Mezun olduğum okulumun kapılarından içeriye girdiğim an gördüm.Her sınıfta 7-8 en fazla 15 öğrenci.Okulun kapanmaması için sağdan,soldan bir şekilde toplanmış ve sıralara oturtulmuş bir avuç öğrenci.Bundan 15-20 yıl kadar önce ki o;zeki,çalışkan,kimliğinin bilincinde,tuttuğunu koparan,tek amacı bu vatana ve millete hizmet aşkıyla yanıp tutuşan o gençliğin yerini,hedefsiz,lakayd,okuma aşkı olmayan bir avuç topluluk almıştı.İçim burkuldu.
Bu acı tablo karşısında hüzünlenmemek elde mi?Bu okullardan mezun olanların önlerine binbir engel koyanlar,kapatılması için her türlü oyunu oynayanlar;maalesef hedeflerine ulaşmış görünüyorlar.Kur'an okumasından bihaber,İman'ın altı şartını saymaktan aciz,Üniversite hedefi hiç olmayan,kimliğini kaybetmiş,muhtevası kaybolmuş ve sadece tabelada kalmış böyle bir İmam Hatip Lisesi'nin mevcudiyeti ne kadar mantıklı?
Bu şekilde devam etmenin yararlı olmayacağını,aksine zararlı olacağını düşünüyorum.Ama kapatmalı mı?Bilmiyorum.Fakat bir çözüm,alternatif bulmak elzem.
Hülasa:İmam hatiplerin bu hale gelmesinde ve bu şekilde devam etmesinde en ufak payı olan herbir sorumlu, şunu hiçbir zaman akıllarından çıkarmamalılar.Yarın mahşer gününde, Mahkeme-i Kübra da bu vebalin altında kalır,ezilirler.Benden hatırlatması...