
Cumartesi, Aralık 30, 2006
KURBAN BAYRAMI

Çarşamba, Aralık 27, 2006
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Pazartesi, Aralık 25, 2006
KADINA KARŞI ŞİDDET

Peki dinimiz kadına karşı yapılan şiddet olaylarına nasıl bakıyor?Hemen şunu belirtmekte fayda vardır.“Erkeğin kadınını dövmesi, güçlü olduğunu değil, güçsüz olduğunun göstergesidir.”Çünkü insanlar birbirleriyle konuşarak anlaşırlar.Dinimizde iffetsiz kadınlar için dahi, önce konuşmalarını, daha sonra başka yöntemlere başvurmalarını ve bunlar da yetmeyince, “hafifçe” vurmalarını söyler. Pişman olup dönüş yaparlarsa, geçmişi unutup affetmelerini emreder. ”Nüşunuzdan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. ” (Nisa Suresi.34)
Ancak sudan sebepler için;yukarıdaki ayet-i kerimeyi de kendilerine mesned kabul edip,islam'ın özüne tamamıyla aykırı davranışlarda bulunulması ise, en hafif bir ifadeyle cehalettir.Dinimize baktığımızda insanlar arasında bir fark gözetilmediğini,üstünlüğün ancak takvada olduğunu görürüz.Nitekim Kur'an da şöyle buyurulmaktadır:”…Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır.”(Hucurat Suresi.13)
Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz de erkekleri, kadınların hak ve hukukunu gözetmeye davet etmekte ve bu konuda: "Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkunuz! Zira siz onları Allah’ın bir emaneti olarak aldınız." buyurmaktadır.Başka bir hadis-i şeriflerinde de: "Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben de ehline karşı en hayırlı olanınızım." buyurur.Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, erkeklere, kadınlara daima iyi davranmalarını tavsiye ederek:"Mü’minlerin iman bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır." buyurmaktadır.
Veda Haccı’ndaki meşhur hutbesinde Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allah’dan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır.Kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır." buyurarak daha yedinci yüzyılda yüzyirmi dört bin müslüman hacı namzedine karşı, kadınların haklarını ilk olarak açıklamışlardır.Başka bir hadis-i şeriflerinde: "Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin demeyin, fena söz söylemeyin!" buyurmuşlardır.
Sonuç olarak;Dinimizde kadına şiddeti onaylayan, kadına karşı ayrımcılığı destekleyen hiçbir referans yoktur.Dinimiz kadın hakları üzerinde titizlikle durmuş ve kadını, hiçbir nizam ve sistemin veremediği müstesna bir makama sahip kılmıştır.
Çarşamba, Aralık 20, 2006
HACCIN FAZİLETLERİ

Nesai, Menasik 6, (5, 115); İbnu Mace, Menasik 3, (2886)
Bir umre, diğer umreye arada işlenenler için kefarettir. Hacc-ı Mebrür'un karşılığı cennetten başka bir şey olamaz!
Buhari, Umre 1; Müslim, Hacc 437, (1349); Tirmizi, Hacc 90, (933); Nesai, Menasik 3, (5, 112),
Pazar, Aralık 17, 2006
AB
Son günlerde gelişen olaylarla birlikte şu ayet-i kerime'nin meali yine aklımdan çıkmaz oldu.Malum Avrupa birliği ülkeleri liderleri 8 maddeyi askıya alan kararı onayladılar.Ufacık Rumlar her istediğini yaptırıyor,buna karşılık tüm iyi niyetine,olumlu adımlarına rağmen sanki Türkiye cezalandırılıyor gibi!!Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum?
Cumartesi, Aralık 16, 2006
YAĞMUR DUASI

İçecek ve kullanacak suyu olmayan; hayvanları, bahçe ve tarlaları sulayacak kuyu ve nehir suları bulunmayan veya suları ihtiyacı karşılamaya yeterli olmayan bir yerdeki halkın, yağmur vermesi için Allah'a yalvarması, dua etmesi caizdir. Yağmur duası Peygamber Efendimiz ve onun halifeleri tarafından da yapılmıştır.
Hazreti Aişe (R.A.)'den nakledilmiştir:
Bazı kişiler, yağmur yağmadığı için kuraklıktan sıkıntıya düştüklerini Peygamber Efendimize söylemişler, bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
- "Yağmursuzluktan şikayet ediyorsunuz; halbuki Allah Teala; kendisine dua etmenizi emretmiş ve duanızı kabul edeceğini de bildirmiştir." (Ebu Davud, Salât, 260) dedikten sonra Allah'ın izni ile yağmur yağmıştır.
Peygamber Efendimizin bize nakledilen yağmur duası şudur:
*** "Allahümme, eskına ğaysen muğîsen henîen merîen ğadekan mücellilen seyhan ammen tabakan. Allahümme, eskine'l-ğayse ve lâ tec'alnaminelkanitîn. Allahümme, inne bilbilâdi ve'l-ibadi vel-hakkı minel-levâi ve'd-danki ma lâ neş-kü illâ ileyke. Allahümme, enbit lena Ezzer'a edirre lena eddar'a ve eskına min, berakâtissema'i ve enbit lena min berekâtı'l-arzı. Allahümme, inna nestağfiruke inneke künte ğaffaren feersilissemae aleyna midrara."
Anlamı: "Bize yardım eden, içimize sinen, bol ve faydalı olup her tarafı kaplayan ve her tarafı sulayan genel bir yağmur ihsan et.
Allah'ım! Bizi yağmurla sula, bizi ümitlerini kesmiş kimselerden etme. Allah'ım! İllerde,
kullarda ve yaratıklarda öyle bir güçlük ve darlık var ki, senden başkasına arzedemeyiz. Allah'ım! Bizim için ekinler bitir, hayvan memelerini sütle doldur, bizi göğün bereketlerinden sula ve yeryüzünün bereketlerinden bize ürün bitir. Allah'ım! Biz senden mağfiret dileriz. Şübhe yokki sen, çok bağışlayansın. Artık bize gökten bol bol yağmur yağdır."
Kaynak: Ömer Nasuhi BİLMEN, Büyük İslam İlmihali
Perşembe, Aralık 14, 2006
HAC YAKLAŞIRKEN...

Oysa şimdi..?Kafile kafile hacı adayları,İslam aleminin dört bir yanından mekke ve medine'ye akın etmesine rağmen bu heyecanlı ve duygusal manevi yolculuk sanki biraz gözardı ediliyor gibi...

Akşam saatlerinde Saudia tv de bir proğram izledim.İslam aleminden gelen bir grup hacı adaylarıyla yolculuğun başladığı memleketlerinden kutsal topraklara varıncaya kadar olan süreci;müslümanların duygularını,düşüncelerini,yaşadıklarını birebir izleycileriyle paylaşıyorlardı.Bugün kü proğramda Hindistanlı hacı adayları vardı.Yaşlı gözlerle duygularını anlatanlar,kutsal topraklara ayak basar basmaz gözleri pınar olan müslümanlar!Güzel bir proğramdı.Keza diğer bazı arap tv kanallarında Hac ile ilgili eğitici,öğretici proğramlar vardı.Bir süredir de devam ediyor bu proğramlar.
Bunları şunun için yazdım.Acaba bu manevi atmosferi daha bilinçli ve dolu dolu yaşamak için biz de böyle faydalı proğramlar yapamazmıyız?AynenRamazan ayında olduğu gibi.Oruç nasıl ki İslam'ın beş temel esasından biriyse,hac da islamın şartlarındandır.Tamam hac ibadeti herkese farz olmayabilir ama böylesine manevi bir iklimi yaşayabilmek için belki bir vesile olur...
Perşembe, Aralık 07, 2006
PEYGAMBERİMİZİN TEBLİĞİ

Biz seni ancak bütün insanlara bir müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar.
(Sebe Suresi, 28)
Bu davet ve tebliğ için Hudeybiye sulhu sonrası en uygun zamandı. Zira, anlaşma gereğince 10 yıl harp yapılmayacaktı.Hicretin 7. senesi, Muharrem ayı idi. Peygamber Efendimiz, birgün Ashab-ı Kiramı toplayarak şöyle buyurdu:"Allah, beni bütün insanlara rahmet olarak gönderdi. İslamı yayma hususunda bana yardımcı olun! Havarilerin Meryem oğlu İsa'ya muhalefetleri gibi, siz de bana karşı muhalefette bulunmayın!"
Sahabiler, "Yâ Resulallah! Havariler, Hz. İsa'ya (a.s.) nasıl muhalefet etmişlerdi?" diye sordular.
Resul-i Ekrem şöyle izah etti:"Benim sizi davet ettiğim vazifeye, o da Havarilerini davet etmişti. Ancak onun yakın yere gönderdiği kimseler isteyerek gidip selamete eriştiler. Uzak yere göndermek istedikleri kimseler ise, gitmekten kaçındılar. İsa (a.s.), bu durumu Allah'a arzetti ve şikayette bulundu."Gitmeye üşenenlerin her biri, gönderilecekleri milletlerin dillerini konuşur oldukları halde sabahladılar. İsa (a.s.), onlara, 'Bu, Allah'ın sizin için kesinleştirdiği, ve ehemmiyet verdiği bir iştir. Haydi gidiniz!' demişti. Onlar da gitmişlerdi!"Bunun üzerine Sahabiler, "Yâ Resulallah," dediler, "biz sana bu hususta yardımcı olacağız, Bizi arzu ettiğin yere gönder" dediler.
Bunun üzerine Resul-i Kibriya Efendimiz, İslama davet maksadıyla Ashabından:
1) Dihyetü'l-Kelbî'yi Rum Kayseri* Heraklius'a,
2) Amr bin Ümeyye ed-Demri'yi, Habeş Necaşisi Ashame'ye,
3) Abdullah bin Huzafe'yi İran Kisrası Hüsrev Perviz'e,
4) Hanb bin Ebi Beltaa'yı Mısır Firavunu Mukavkıs'a,
5) Salit bin Amr'ı, Yemame Valisi Havza bin Ali'ye,
6) Şuca' bin Vehb'i Gassan Meliki Münzir bin Haris bin Ebi Şemir'e gönderdi.
Çarşamba, Aralık 06, 2006
HAC AYLARI

Hac, sözlükte saygıdeğer makamlara isteyerek ziyarette bulunmak demektir. Dindeki anlamı ise ihrama girerek belli günde Arafatta bulunmak ve Kâbe'yi usûlüne uygun olarak ziyaret etmektir. Hac yapmak, namaz kılmak ve oruç tutmak gibi farzdır, yani Allah'ın emridir.
Hac, Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicret etmesinden 9 yıl sonra farz kılınmıştır. Bu yıl Peygamberimiz Hz. Ebu Bekir'i 'Hac Emiri' tayin etmiş, kendileri de bir yıl sonra yani hicretin onuncu yılı da haccetmişlerdir. Bu, Peygamberimizin ilk haccı olduğu gibi buna "Veda Haccı" denir. Çünkü Peygamberimiz bundan sonra -vefat ettikleri için- haccetmemiştir.
Pazar, Aralık 03, 2006
HAYATIN İÇİNDEN

Dün akşam bir arkadaşın evine ailece oturmaya gitmiştik.Sağolsunlar bizi çok iyi karşıladılar,misafir ettiler.Ama öyle bir sigara içiyorlar ki;içimiz dışımız sigara oldu.İşin açıkcası,dumanaltı olduk.Hatta pasif içici konumuna düştük.Ya bir şey de diyemiyorsun ama o kadar sigara içilir mi?Hep üstümüze sinmiş,içimize işlemiş...

Neticede bugün küçük oğlumu doktora götürmek zorunda kaldım.Zaten kendisinde bronşit var.Birkaç gündür öksürüyordu gerçi ama dün o ortamda daha da fenalaştı.Zaman zaman müdahale edip çocuğumu eşlerimizin oturduğu kısıma gönderdiysemde fayda etmedi.Zaten orada da sigara içen başka bir bayan daha varmış!!"bu arada biz gerici olduğumuz için böyle haremlik,selamlık şeklinde otururuz:)"
Velhasılı kelam bugün yavrumu aldım doktora götürdüm.Ateşi 39-40derecede seyrediyordu.İlaçlar v.s ancak akşamdan sonra biraz rahatlar gibi oldu.Ama ne yiyorsa kusuyor,çok halsizleşti.İnşallah kısa sürede toparlar kendisini.
Bu kafaylada doktordan çıktım hemen veliler toplantısına katıldım.Öğretmen arkadaşlarla beraber çocuklarımın eğitimiyle ilgili görüş alışverişinde bulunduk .Faydalı bir görüşme olmuştur umarım.

Akşamda Fenerbahçe-Galatasaray maçı vardı .Doğru düzgün seyretme imkanım olmadı ama yine yenilmişiz 2-1:((Böyle bir hafta sonunun tuzu biberi oldu işte ne yapalım?:)Allah beterinden saklasın efendim.Şimdiden iyi bir hafta diliyorum herkese...
Cumartesi, Aralık 02, 2006
...
Hz.Muhammed Mustafa (S.A.V)