Perşembe, Mayıs 31, 2007

ALİ'NİN DÜĞÜNÜ

Geçtiğimiz günler malumunuz Ali'nin düğününe iştirak etmek için yola çıkmış 1 hafta 10 gün kadar sizlerden ayrı kalmıştım.Her ne kadar düğün nasıl geçti?diye meraklanan olmasada ben yine de sizlerle ufakta olsa paylaşayım istedim Ali'nin düğününü.
Öncelikle sade,proğramlı,düzenli bir düğün olduğunu söylemem gerek.Düğünde seçkin bir davetli topluluğu vardı.Türkiye'nin muhtelif yerlerinden gelmişlerdi.Birbirinden değerli zatlar güzel konuşmalar yaptılar.Biz dinleyicilerde müstefid olduk bu konuşmalardan.
Ali kardeş düğünüyle ilgili tüm ayrıntıları düşünmüş, davetlileri memnun edebilme adına güzel bir organizasyon yapmıştı.Bu bağlamda yemek eşliğinde Türk Tasavvuf musikisi ve akabindeki Mevlevi gösterisi kelimenin tam anlamıyla takdire şayandı.

Düğün bitiminde ise Ali'ye tebriklerimi ilettikten sonra,düğünle ilgili fotoğraf yayımlayıp yayımlayamayacağımı sordum ama malesef olumsuz cevap aldım. Ben yine de Ali kardeşin affına sığınarak yukarıda kendi objektifimden olan bu fotoğrafı yayımlıyor satırlarıma nokta koymak istiyorum. Bu vesileyle Ali kardeşimizi ve kıymetli eşini tekrar tebrik ediyor bir ömür boyu mutlu,huzurlu bir hayat diliyor rabbimden kendilerine hayırlı zürriyetler vermesini niyaz ediyorum.




AZİZ İSTANBUL

Gönlümün müstesna yerinde konumunu muhafaza etmiş mübarek bir şehir İstanbul.Nasıl mübarek olmasın ki;bünyesinde Eba Eyyub-il Ensariyi,sultanları,evliyaları, selatin camilerini,sarayları ve daha nice değerleri barındıran,medeniyetlere ev sahipliği yapmış,fetholunacağı Peygamber tarafından müjdelenmiş,mazisi buram buram tarih kokan, gözlerimi dünyaya açmış olduğum,şairin ifadesiyle yedi tepe üzerine kurulmuş aziz İstanbul...

Toprağın su ile buluştuğu an gibiydi kavuşmamız.Gecenin karanlığında kimsenin görmesini istemeyecek kadar gizemliydi buluşmamız.Sen bana ben sana yabancı değildik ama hasret kalmıştık birbirimize.Ama doyamadan ayrıldık birbirimizden.Dağlar,yollar girsede aramıza senin sevgin bambaşkadır gönül sarayımda...

Boğazın serin sularında Güzel yalı yönüne doğru ilerlerken seyrettiğim o eşsiz ve doyumsuz manzaraların hala hayallerimde.Bu uslanmaz gönül Fatih'in seni fethettiği o günleri yad etmekte..Rabbim seni tüm kötülüklerden muhafaza buyursun.Tarihine,ecdadına yakışır bir şehir kılsın ey aziz İstanbul...

Cumartesi, Mayıs 26, 2007

BARLA

Sözler, Mektubat ve Lem’alar’ın tamamının telif edildiği yer.Şirin mi şirin bir şehir Barla.Üstad Bediüzzaman'ın 8 yıl mütemadiyen daha sonra da belirli aralıklarda kalmış olduğu Eğirdir gölüne nazır hoş bir şehir..

Muhterem Babam ve çok değerli bir aile dostumuzla yıllar sonra nasip oldu bu güzel şehri ziyaret etmek.Ulaştığımızda saatler çoktan gecenin yarısını geçmişti.Havası serin ve insana huzur veriyordu.

Sabah namazını A.Kadir Badıllı abinin taşlarını Urfadan getirtip tekrar imar ettirdiği Üstadın camisinde ifa ettik.Manevi atmosferden etkilenmemek imkansızdı.Allah şefaatlerine mazhar kılsın inşallah...

Namazın akabinde eve dönüp evrad,ezkar ve bir müddet daha dinlendikten sonra kalkıp kahvaltımızı yapıp hemen yanıbaşımızda komşu olan Üstadın evini ziyaret ettik. Muhtelif yerlerden gelen ziyaretçiler vardı.

Evin hemen yanıbaşında ulu bir çınar ağacı vardı.Üzerine çıkıp tefekkür ettiği yer tüm heybetiyle aynen duruyordu.
Hemen az aşağıda üstadın 28.sözü yazdığı ve cennet bahçeleri misali diye nitelendirdiği bahçe.
Cuma vakti yaklaşmıştı.Ertesi günü devam etmek ve Isparta da sevdiğimiz bir dostun resmi nikah töreni merasimine yetişmek üzere ayrıldık Barladan...

Çarşamba, Mayıs 16, 2007

DAVETE İCABET

Davete icabet, müslümanların birbirleri üzerindeki haklarından birisidir. Peygamberimiz (s.a.s.): "Müslümanın müslüman üzerinde altı hakkı vardır" buyurdu. Ashab'ın bunların neler olduğunu sormaları üzerine şöyle devam etti: "Karşılaştığın zaman ona selam ver; seni davet ettiği zaman davetine git; senden öğüt istediği zaman ona öğüt ver: aksırdığı zaman "elhamdülillah " derse yerhamükellah (Allah sana rahmet etsin!) de; hasta olduğu zaman onu ziyaret et, öldüğü zaman cenazesinde bulun." (Tirmizî, Edeb,1; Nesâî, Cenâiz, 52; İbn Mâce, Cenâiz. 1)

Efendim ben de bundan bir müddet önce almış olduğum davete icabet etme mukabilinden yarın yolculuğa çıkacağım.Dolayısıyla yaklaşık olarak bir hafta süreyle siz değerli dostlarımdan ayrı kalacağım.Güzergahım inşallah Konya,Isparta,Afyon,Kütahya,İstanbul ve Bursa olacaktır.Yok yok çok yakından tanıdığınız blogların üstadına filan özeniyor değilim.Ben düğüne iştirak etmişken birazda gezeyim,bu fırsatı bir daha zor bulurum düşüncesiyle böyle yolu uzattım biraz.Hem ahbap ve dostları ziyaret,hem davete icabet benimkisi.Allah kabul etsin.Döndüğümde Allah'ın izniyle gördüklerimi,gezdiğim yerleri sizlerlede paylaşmak isterim.

Şimdilik kalın sağlıcakla.Benim yokluğumda bloğumu ziyaretsiz ve yorumsuz bırakmayın :)Allah'a emanet olun.Selamlar..

YORUMSUZ...


Salı, Mayıs 15, 2007

ANTEP DİYARI

Geçtiğimiz hafta sonu G.Antep'de idik.Tabii G.Antep'de gezilecek yer çok.Antep kalesi,Tahmis kahvesi,Mevlevihane,birbirinden ilginç camileri,çarşıları hele hele araya yemek molaları-antep lahmacunları,çiğ köfteleri,patlıcan kebapları,baklavalar-girince işin altından kalkmak bir hayli zor oluyor:)


Neyse lafı fazla uzatmayalım.Biz her ne kadar geziye çıkmadan önce çarşı marşı yok dediysekte ilk indiğimiz yer çarşı pazar oldu.Laf aramızda belimiz kırılıncaya kadar gezdik dolaştık Antep çarşılarında.Sonra uygun bir lokanta bulup yemeklerimizi afiyetle yedik.Ee..yemek yiyip baklava yememek olmazdı tabi:)


Daha sonra ne mi yaptık?Hayvanat bahçesine gittik.Çocuklar ne zamandır görmeyi arzu ediyorlardı zaten.Ulaştığımzıda bizi aşağıdaki arkadaş karşıladı:)



Daha sonra Akvaryum bölümüne girdik.Çok ilginç ve güzel manzaralarla karşılaştık.


bu bölümden ne kadar çıkmak istemesekte daha çok ziyaret edilecek hayvanlar vardır:) diyerek çıktık kendimizi ormanların içerisine doğru attık.İlerledikçe karşımıza daha vahşi hayvanlar çıkmaya başladı


Kafamızı ne tarafa çevirsek karşımıza Aslan,Sırtlan,Kartal,Yılan,Timsah v.b yırtıcı ve vahşi hayvanlar çıkmaya başlayınca durumun vehametini idrak edip zaten akşam da oluyor diyerek gerisin geriye çıkmaya karar verdik:)zaten bitecek gibi değildi.Ne kadar büyükmüş??




Lafı uzatmayalım,başınızı ağrıtmayalım.Biz evimize dönerken biri de bize sırtını dönmüş etrafı kolaçan ediyordu...

Pazartesi, Mayıs 07, 2007

...

Bugünler yazı ekleyemediğimin farkındayım.Ama inanın şevkim yok hiç.Beni mazur görün bundan dolayı..

Ülkemdeki son 10 gün içerisindeki gelişmeler beni mahzun kılan.Olgun bir demokrasiye ulaşamamız,hukukun siyasete alet olması beni üzen.Demokrasi adına mitingler düzenleyip demokrasinin erdemliğini benimseyememiş olanlar,milletin adına yüce meclise gidipte demokrasinin gerekliliğini yapma cesaretini gösterip yüreğini ortaya koyamayanlar beni hüzünlendiren...

Ama umutsuz değilim.Kazanan Allah'ın izniyle demokrasi,hukuk ve sağduyu olacak.Milletin sedası yükselecek bu gök kubbede...