Bid'at, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya adette olur veya ibadette olur.
İbadette bid'at, Resulullahın ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve adetlere denir.
Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:(Din adına uydurulan her şey bid’attir, her bid’at sapıklıktır; her sapıklık da Cehennemdedir.) [Buhari, Müslim, İbni Mace, Nesai]“Anneler - Babalar günü” adettir. Yani, adette bid’attir. adette bid’at olduğu ve zararlı olmadığı, çirkin ve dine aykırı yönü bulunmadığı için, anneler babalar günü tertip etmekte ve hediye vermekte mahzur yoktur. Anneleri babaları senede bir gün yerine her gün hatırlamak, onlara hizmet etmek, ölmüşlerse, dua etmek, hayır hasenatta bulunmak gerekir.
Doğum günü kutlamak ibadet değil adettir. Bu adet Hıristiyanlardan gelmiş olsa bile, ibadet olmadığı için Müslümanların, doğum günü, evlilik yıldönümü gibi günler tertip etmesinde mahzur yoktur. Fakat gayrı müslimlerin ibadet olarak yaptıkları şeyleri, mesela bayramlarını kutlamak caiz olmaz. Evlilik yıldönümü gibi günah olmayan adetleri taklit etmek caiz olur. Ancak faydası olmayan adetleri almak, Batıyı körü körüne taklit etmek, onlara özenmek uygun sayılmaz.
yılbaşlarında tebrik kartı yazmasında mahzur yoktur. Günah olmayan böyle adetleri taklit etmek caiz olur. Ancak yaş gününde mum dikmek gibi faydası olmayan adetleri yapmak uygun olmaz.
Hakim’in rivayet ettiği
(Bir kavme benzeyen onlardandır) hadis-i şerifindeki benzemek, ibadetlerde benzemektir.
Adette bid’at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Adette bid’at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz.
İslam alimleri, bid’ati,
Bid’at-i hasene ve Bid’at-i seyyie diye ikiye ayırmışlar,
mektep, kitap gibi sonradan yapılan şeylere Bid’at-i hasene demişlerdir. Hadika’da, (Böyle bir bid’at, bir ibadetin yapılmasına yardımcı olduğu için, dinimiz izin verir) buyuruldu. İmam-ı Rabbani hazretleri ise, dinin izin verdiği böyle faydalı şeylere, bid’at kelimesini bulaştırmamak ve bunlara
Sünnet-i hasene [iyi iş] demek gerektiğini bildirir.
Sünnet, burada yol, iş demektir. Yolun, işin iyisi de, kötüsü de olur. Hadis-i şerifte,
Sünnet-i hasene [iyi çığır] açanlar övülmekte, Sünnet-i seyyie [kötü çığır] açanlar ise kötülenmektedir. (Müslim)